4 Nisan 2013 Perşembe



Bazen dersin ya sana öyle aşığım ki diye... Biliyorum bana öyle aşıksın ki sanki kullanılacak bir eşya gibi sadece sana ait olmamı,
sadece seninle ve senin için yaşamamı isteyebiliyorsun benden.
Kalbimin senin için atmasını, sen olmadığın zaman durmasını diliyorsun benden.
Aşık olduğunu ve beni koruduğu söylerken, aslında beni kendine ve olduğum yere zincirlediğinin farkında değilsin.
Aşkı abartıp canımı yaktığının, beni kırdığının farkında değilsin.
Aşk ya bu ‘aşk’...
Bir kelime, üç harf, tek hece, bir ömür. Bu kadar basit aslında bir o kadar da karmaşık gibi... Ama biliyor musun aşkı karmaşık yapan aşkın kendisi değil biz insanların karmaşık duyguları. Elinde olanlara sevinen bizler iki dakika sonra olmayanlar için üzülebiliyoruz. Hep daha iyisini istiyoruz. Ama sormuyoruz ki neye göre iyi, kime göre iyi? Neye göre sınıflandırıyoruz karşımızdakini? Hiç tatmin olmuyoruz, hiç doymuyoruz. Hep açız bir şeylere... Bu tatminkarsızlık, bu doyumsuz ruh hali, bu hırslı zihin yapısı... Bir gün her şeyin sonunu getirecek. Tüm aşkı soğurup, yok ediyor, senin bu halin. Dedim ya bir gün her şeyin sonu gelecek diye. O gün çokta uzakta değil, bizim için.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder