Bazen
dersin ya sana öyle aşığım ki diye... Biliyorum bana öyle aşıksın ki sanki
kullanılacak bir eşya gibi sadece sana ait olmamı,
sadece
seninle ve senin için yaşamamı isteyebiliyorsun benden.
Kalbimin
senin için atmasını, sen olmadığın zaman durmasını diliyorsun benden.
Aşık
olduğunu ve beni koruduğu söylerken, aslında beni kendine ve olduğum yere
zincirlediğinin farkında değilsin.
Aşkı
abartıp canımı yaktığının, beni kırdığının farkında değilsin.
Aşk
ya bu ‘aşk’...
Bir
kelime, üç harf, tek hece, bir ömür. Bu kadar basit aslında bir o kadar da
karmaşık gibi... Ama biliyor musun aşkı karmaşık yapan aşkın kendisi değil biz
insanların karmaşık duyguları. Elinde olanlara sevinen bizler iki dakika sonra
olmayanlar için üzülebiliyoruz. Hep daha iyisini istiyoruz. Ama sormuyoruz ki
neye göre iyi, kime göre iyi? Neye göre sınıflandırıyoruz karşımızdakini? Hiç
tatmin olmuyoruz, hiç doymuyoruz. Hep açız bir şeylere... Bu
tatminkarsızlık, bu doyumsuz ruh hali, bu hırslı zihin yapısı... Bir gün her
şeyin sonunu getirecek. Tüm aşkı soğurup, yok ediyor, senin bu halin. Dedim ya
bir gün her şeyin sonu gelecek diye. O gün çokta uzakta değil, bizim için.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder