11 Nisan 2013 Perşembe



...
Artniyetli insanlar değildik biz eskiden. Karşımızdakine, bana ne  zararı dokunur diye bakmazdık ilk önce. Ne katabiliriz diye bakardık.
Bencilliğimize gem vurmazdık, çünkü gerek duymazdık, çünkü bencil değildik.
Önyargıların esiri olmaz, kırardık zincirlerimizi. Yıkardık tabuları, kendi olurdu herkes. Kurtulurduk bir boyunduruğun altında yaşamaktan.
...
Kötü bir dünyada yaşıyoruz ya da kötü insanlarla yaşıyor da olabiliriz.
Dünya farklıydı eskiden.
Dünya sadece masumdu belki de o zamanlar...
 Artık daha bir kirli, daha bir karanlık.
Şimdi yakınsak da bu durumdan , hiç bir şey yapmadan oturuyoruz yalnızca. Boş boş yaşıyoruz.
Evrende sadece yer kaplayan birer madde gibi adeta.
Ne ruh var ne yürek!
Ne de akıl!
Ne kendimiz olabiliyoruz, ne de başkasını taklit edebiliyoruz. Bunu bile beceremiyoruz daha doğrusu..
...
Uykum var. Hep uyumak istiyorum.
Uyanıkken mutsuzum çünkü.
Uyanıkken daha bir farkındayım her şeyin.
Farkındalık bir değişiklik olsa gerek. Bünye alışık değil sonuçta değişmeye, süre gelene karşı çıkmaya...
Fazla zorlamaya gerek yok. Fazla söze de gerek yok.
Gerçekler acıtır demişler. Doğru. Acıtır.
...
Gerçeklere göz yummanın zamanı geldi galiba. Her zaman yaptığımız gibi.
Herkesin yapacağı gibi.


Buse Karaayak

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder