Ama çok
özledim... Ve gerçekten çok ama çok özledim...
Eksik olsan bile kabulümsün. Yeter ki ol
yanımda. Seni bir daha ancak rüyalarımda görebilecek olduğum gerçeği canımı
acıtıyor, çok acıtıyor. Sana son kez veda ettiğimi bilseydim, seni son kez
görüşümde. Sıkı sıkı sarılır, bırakmazdım seni. Baba! Burada olup, canımı
acıtmana da sana hasret büyümeye de razıyım.
Sana uzak
olmaya alışmıştım ben ama orası çok uzak! Orası çok uzak... Ve soğuk...Ve
toprak...Anlıyor musun?
Bir şeyler
hep eksik olacak sanki, sen yoksun diye. Bana miras bıraktıkların benim canım
oldular. Ailem oldular. O üç kişi var diye ayakta kalabiliyorum.
Seninle paylaşacağımız çok şey vardı daha...
Çok erken gittin! Bizi yanlışlarla dolu bir geçmişe mahkum bırakıp gittin. 6
yıl oldu ama hala alışamadım. Alışamadım gidişine. Sanki uyandığımda çıkıp
gelmiş olacaksın. Duracaksın yanı başımda, diyeceksin “Ben geldim”. Hiç birşey
düşünmem ve sarılırım sana. Topraktan gelsen bana, sanki yeni doğmuş gibi. Kabul
ederim seni tüm eksikliklerinle. Sorgulamam
seni. Yanlışlarını yüzüne vurmam.
Yağmurları çok
seviyorum. Neden biliyor musun? Seni bana getirdiğini düşünüyorum. Düşünmek istiyorum.
İnanmak istiyorum. Yağmur sana karışıyor, bulutlar seni bana getiriyor. Buna inanıyorum
ve seviniyorum. Ve hüzünleniyorum seni ancak bu şekilde hissedebildiğim için. Hiçbir
zaman tam olarak yanımızda olmadın, bunu artık kendime itiraf edebiliyorum. Seni
hiçbir zaman gerçekten kabul etmedim. Bunu da itiraf edebiliyorum artık kendime.
...
Öldüğünde gerçekten üzülüp üzülmediğimi bile
hatırlamıyorum. O günler bomboş sanki benim için... Hissiz ve sessiz. Ama ne
bekliyordun ki!! Seçimlerinin bedelini bana ödetirken. Gidişinin ardından
lanetler ettirip, pişmanlık duymama neden olurken. Ne bekliyordun? Nasıl
hissetmeliydim ardından? Tüm bu olanlara rağmen senden nefret bile edemiyorken
ben, gözyaşı döktüğüm gündür bu gün hala.
Ölüm herkes
için acı... Her zaman taze kalan bir acı. Kişi ancak kendi başına geldiğinde
hissediyormuş gerçekten bu acıyı, o zaman yanıyormuş yüreği, o zaman biliyor
yoklukla başa çıkmaya çalışmanın ne denli zor olduğunu.
...
Seni bırakabilsem
belki. Bu kadar acı çekmem artık. Bu kadar acı... Bu kadar umutsuzluk... Yetmez
mi bana? Bu kadar boşluk fazla değil mi bu ruha? Açtığın boşluklara ne
doldurabilirim, yüreğimde? Yerine ne koyabilirim senin?
....
Dolduracak mısın
bu boşluğu günü geldiğinde baba?
Yaşıyacak mıyım
seni, olması gerektiği gibi?
Buse Karaayak
Buse Karaayak
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder