7 Nisan 2013 Pazar


Senden önce ben. Nasıldım hatırlamıyorum. Hatırlamak istemiyorum da. Seninle birlikte gelen bu mutsuz ruh haline rağmen arada mutlu olabiliyorum. Arada. Mesela seninle göz göze geldiğimiz o kısa anlarda. Mesela yüreğimin pır pır melodisi eşliğinde seni izlediğim anlarda. Ya da seni gülerken gördüğüm anlarda. O anlarda mutluluğun tanımını yapacak olsam, bir Cem Adrian şarkısının verdiği haz derim mesela, "Annemden öğüt,tanrıdan inanç aldım" demek, inanmak bu cümleye mesela, bu durumun içtenliği mesela... Başkasının cümlesinde kendini bulmak gibi. Sende kendimi bulmak gibi. Mucizevi.

* Raffaello Santi Little Angels

 ...

Ya da mutluluk o anlarda benim için *Raffaello'nun "Küçük meleklerinin" masumiyeti kadar zariftir belki. Dokunulmamış, bozulmamış bir masumiyetsin sende. Bir kumaş parçasına dünyanın en güzel ve tekil renkleriyle, bir karmaşa yaratıp mesela, bir bütün yapmak, yapabilmektir belki de. Renklere can katmaktır benim için huzur. 

Ve sen demektir huzur kimi zaman. Farkettim ki sen mutluluksun ve ben senin tanımını yapamıyorum. Tanımsız ama tanımlı. 

Seni anlatacak cümleler yetersiz, kelimeler başına buyruk...
Seviyorum ben bu duyguyu ya. Seviyorum seni de!

...

 Senden önce ben... Bir hiçtim belki de her şeydim. Eksiksiz idim, mükemmeldim, hüzne yer yoktu hayatımda belki de eksik idim, seni bekliyordum tamamlanmak için, parçaların mükemmel uyumunu sağlamak için. 



Buse Karaayak

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder